Türkiye’de sermaye piyasası gelişmeye en açık sektörlerden

AA

7. ve 7. Dünya Yatırımcı Haftası Açılış Töreni, “Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Güçlü Sermaye Piyasaları, Güçlü Türkiye” temasıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.

Etkinliğin açılışında konuşan Osman Çelik, sermaye piyasalarının uluslararası normlarla uyumlu hukuki çerçevesi, kurumsal altyapısı, nitelikli iş gücü ve yaygın gelişmiş teknoloji kullanımıyla gelişmeye en açık sektörlerin başında geldiğini belirtti.

Çelik, konuşmasında Türkiye gibi gelişmekte olan ve tasarruf açığı olan ülkelerde sermaye piyasalarının gelişimi çok ayrı bir önem arz ettiğini aktararak söyle konuştu:

Sermaye piyasalarımızın derinleşmesine yönelik olarak 2012 yılında yasalaşan yeni Sermaye Piyasası Kanunu ile 2013’te Borsa İstanbul çatısında birleştirilen İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası ve Vadeli İşlemler Opsiyon Borsası adımları da birer dönüm noktası niteliğini taşıyor.

“Katılım finans çerçeve kanunu çalışmalarında son aşamaya gelindi”

Çelik, katılım finansın gelişimine yönelik olarak sukuk gibi faizsiz yatırım araçlarının yanı sıra yakın zamanda da katılım finans belgesi yayınlandığını anımsatarak, katılım finans sektörünü, tüm kurumsal yapıları ve araçları ile Türkiye’nin ihtiyaçlarını tamamen karşılayabilecek hale getirmek için de katılım finans çerçeve kanunu çalışmalarında son aşamaya gelindiğini duyurdu.

Yeşil tahvil ve yeşil sukuk rehberleri

Küresel finansal piyasalara entegre olmak için önemli olan yeşil finans alanında ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından sürdürülebilir bankacılık, Sermaye Piyasasın Kurulu (SPK) tarafından da sürdürülebilir uyum çerçevesinin yayınlandığını dile getiren Çelik, ayrıca Bakanlık olarak da yeşil tahvil ve yeşil sukuk rehberleriyle sürdürülebilir finansın çerçeve dokümanlarını yayınladıklarını ve bu yıl 2,5 milyar dolarlık bir ihracın da bu kapsamda gerçekleştirildiğini bildirdi.

“ESG alanında önemli fırsatlar söz konusu”

Bakan Yardımcısı Çelik, eylül ayında 3 bankanın uluslararası ESG piyasasından toplamda 1 milyar 550 milyon dolarlık ihracı gerçekleştirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yine bu ihraçlardan 400 yüz milyon dolar ilave özel sektör firmamız da yine ESG kapsamında sürdürülebilir eşit finans kapsamında bir bono ihracını gerçekleştirmiş durumda. Tüm dünyada sadece bu yılbaşından itibaren gerçekleştirilen ESG ihraçlarının yüzde 51’ini şirketler, yüzde 28’ini devletler, yüzde 21’i ise finansal kuruluşlar tarafından yapılırken, toplam hacim ise 444 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu ihraçların yüzde 58’i yeşil, yüzde 27’si sürdürülebilir ve yüzde 15’i de sosyal tahvil olarak gerçekleştirildi. Dolayısıyla ESG alanında önemli fırsatlar söz konusu. Şu anda çalışmaları son aşamaya gelmiş olan iklim kanunu çerçevesinde de yine sürdürülebilir temalı finansal araçların geliştirilmesine yönelik olarak ilave çalışmalar devam ediyor.

7. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi

“Hem arz hem de talep tarafında güçlü büyüme sürüyor”

Sermaye piyasasının son yıllarda önemli bir gelişme kaydederek hem arz hem de talep tarafında güçlü büyümesini sürdürdüğünü de ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

Pay senedinden borçlanma araçlarına kadar sermaye piyasasındaki toplam bakiyeli yatırımcı sayısı 11 milyona ulaşmış durumda. Uzun yıllar 1 milyon bandında yatay seyreden pay senedi piyasası yatırımcı sayısı, halka arzlardaki artış, borsanın getirisi, yatırım tercihlerinin değişmesi gibi etkenlerle 7,7 milyona ulaşmış durumda. Borsa İstanbul BİST 100 endeksinde geçen ay tarihi seviyeleri görmüş durumdayız. Borsa İstanbul’un piyasa değeri 2003 yılında 96,1 milyar TL’den, 2023 Temmuz ayında 8,3 trilyon TL’ye ulaşmış durumda. Dolar cinsinden baktığımızda 2003 yılında piyasa değeri 69 milyar dolar olan borsamız, 4,5 kat artarak 2023 Temmuz ayında 308 milyar dolara yükselmiş durumdadır.

Borsanın piyasa değerinin milli gelire oranı

Borsanın dolar bazında piyasa değerinin milli gelire oranı ise 2003’te yüzde 20 seviyelerindeyken, 2023 Temmuz ayında yüzde 30 seviyelerine ulaşmış durumdadır. Gelişmiş ülkelerin piyasa kapitalizasyonunun milli gelire oranı yüzde 100’lerdeyken, ülkemizde bu seviye hala yüzde 30’lar seviyesinde. Bu aslında bir taraftan sermaye piyasalarımızın yeteri kadar derinleşmediğini gösterirken, diğer taraftan da önemli bir potansiyele ve fırsata imkan tanıdığının da bir göstergesidir. Bu yıl 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe erişilmesi ve orta vadeli program dönemi sonunda Dünya Bankası sınıflandırılmasında yüksek gelirli gelişmiş ülkeler kategorisine yükselmesini öngördüğümüz ülkemizin sermaye piyasalarını geliştirmesi konusunda da önemli fırsatlar barındırdığını düşünüyorum.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top